extrem

listen to the pronunciation of extrem
Türkçe - Türkçe
(Hukuk) Uç, aşırı uç, dış uçlar, radikal
İngilizce - Türkçe

extrem teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

extreme
{s} aşırı

Tom'un işi aşırı stress yaratıyor. - Tom's job creates extreme stress.

İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir. - Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.

dramatically
çarpıcı/dramatik olarak
dramatically
önemli ölçüde

Doların döviz kuru önemli ölçüde düştü. - The dollar's exchange rate has dropped dramatically.

Yaşamanın maliyeti önemli ölçüde arttı. - The cost of living increased dramatically.

dramatically
çarpıcı biçimde
dramatically
dramatik bir biçimde
extreme
(Meteoroloji) uç değerler
extreme
son had
dramatically
dramatik olarak
extreme
çok

Biz Tom'un önerisini çok aşırı olarak reddettik. - We rejected Tom's suggestion as too extreme.

Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir. - Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.

extreme
(düşünce/vb.) aşırı
extreme
müfrit
extreme
(Tıp) Uç, son en uçta veya en sonda olan
extreme
{i} aşırı derece

Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi. - Tom said he was extremely tired.

Mary aşırı derecede çekici. - Mary is extremely attractive.

extreme
aşırı,uç nokta
extreme
{s} mutlâk
extreme
kenar
extreme

O bir uçtan diğerine düştü. - He fell from one extreme to the other.

Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti. - Fadil went to extremes to cover up his greed.

extreme
{i} uç, sınır
extreme
{s} şiddetli

Tom son derece şiddetli. - Tom is extremely violent.