Tom olağanüstü hızı olan bir atlettir.
- Tom is an athlete with extraordinary speed.
Tom'un olağanüstü dereceleri var.
- Tom got extraordinary grades.
Meri olağandışı bir kadın.
- Mary is an extraordinary woman.
Tom olağandışı bir atlamacıdır.
- Tom is an extraordinary jumper.
Davranışınız çok sıradışı.
- Your behavior is too extraordinary.
Sıradışı ilişkileri vardı.
- They had an extraordinary relationship.
Bir şey okumayan bir kişi görülmemiş bir kolaylıkla aldatılabilir.
- A person never reading anything may be fooled with an extraordinary easiness.
... who have done extraordinarily well because of this magnificent country that we live in, ...
... But you were extraordinarily skilled, ...