Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
- Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.
- The fire caused extensive damage.
Hokkaido'daki şiddetli deprem geniş çaplı hasara neden oldu.
- The strong earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
Bölgede yoğun sağanak bekleniyor.
- Extensive rainfall is expected throughout the region.
O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
- She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
Sel köye büyük hasar verdi.
- The flood did the village extensive damage.
Hokkaido'daki deprem büyük hasara sebep oldu.
- The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
Zarar çok geniş çaplıdır.
- The damage is too extensive.
He has read and traveled extensively.