exposure to a source of an infection, or a person so exposed

listen to the pronunciation of exposure to a source of an infection, or a person so exposed
İngilizce - Türkçe

exposure to a source of an infection, or a person so exposed teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

contact
(Biyokimya) dokunum
contact
(Jeoloji) dokanak
contact
irtibatlandırmak
contact
bağ

Her türlü insanla bağlantı kurar. - He comes into contact with all kinds of people.

Nasıl bağlantı kurdun? - How did you make contact?

contact
aracılık yapan kimse
contact
iletişime geçmek

Tom seninle iletişime geçmek istiyor. - Tom has been trying to contact you.

Tom'un bir telefonu yok, bu yüzden onunla iletişime geçmek zor. - Tom doesn't have a phone, so it's difficult to contact him.

contact
haber veren kimse
contact
bağlantı kurmak

Onlar bizimle tekrar bağlantı kurmak istediler mi? - Did they want to contact us again?

Onunla bağlantı kurmak istiyorum. Onun telefon numarasını biliyor musun? - I want to contact him. Do you know his phone number?

contact
{f} irtibat kurmak

Benimle irtibat kurmaktan çekinme. - Feel free to contact me.

Biz Tom'la irtibat kurmak zorundayız. - We've got to contact Tom.

contact
{f} görüşmek
contact
{i} ilişki

Tom Mary ile gizlice ilişki kuruyor. - Tom has secretly been contacting Mary.

contact
{f} temasa geçmek

Boston'da temasa geçmek zorunda olduğum birisi var. - There's someone I have to contact in Boston.

Sen bizimle tekrar temasa geçmek istedin mi? - Did you want to contact us again?

contact
kontaklens
contact
bulaşıcı hastalık nakledebilen kimse
contact
(isim) temas, dokunma, ilişki, bağlantı, tanıdık, portör, taşıyıcı
contact
contact flight görerek uçuş
contact
(Nükleer Bilimler) temas,değme
contact
{f} dokunmak
İngilizce - İngilizce
contact
exposure to a source of an infection, or a person so exposed