Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Amerika Birleşik Devletleri milyarlarca dolar değerinde yolcu uçakları ihraç etmektedir.
- The U.S. exports billions of dollars' worth of passenger airplanes.
Ben bir kokain ihracatçısıyım.
- I'm a cocaine exporter.
Çin önde gelen bir silah ihracatçısıdır.
- China is a leading exporter of arms.
İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
- Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
Silah ihracatına izin verilmedi.
- The export of arms was not allowed.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Tom JPEG dosyaları nasıl ihraç edeceğini bulamadı.
- Tom couldn't figure out how to export JPEG files.
Malları gizlice ihraç etmeye devam ettiler.
- They continued to export goods secretly.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Hükümet ateşli silah ihracatını yeniden ele almaktadır.
- The government has been reconsidering its firearms exportation.
Yurtdışı gıda ihracatları tarım dayanaklarından biridir.
- Overseas food exports are one of the mainstays of agribusiness.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.
- Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly.
You will be exported from the club if you continue this behaviour.
Oil is the main export of Saudi Arabia.
Japan exports electronic goods throughout the world.