Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.
- We learned as much as possible about their culture before visiting them.
Romanlar geçmişte olduğu kadar çok okunmuyor.
- Novels aren't being read as much as they were in the past.
Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
- I will help as much as I can.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
- He earns three times as much as I do.
Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
- Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.