Biraz daha açık olabilir misin?
- Can you be more explicit?
Tom'a açık talimatlar verdim.
- I gave Tom explicit instructions.
Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça bildirdi.
- The government explicitly declared its intention to lower taxes.
Tom'a açıkça onu yapmamasını söyledim.
- I explicitly told Tom not to do that.
Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.
- In Esperanto there is no indefinite and only one definite article.
Kitabın geri dönüşü için belirli bir zaman yoktur.
- There is a definite time to return the book.
O kesinlikle tam zamanlı bir iştir.
- It's definitely a full-time job.
Bir gün kesinlikle Fransa'yı ziyaret edeceğim. Sadece tam olarak ne zaman olduğunu bilmiyorum.
- Sometime I'll definitely visit France. I just don't know exactly when.
Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
- Tom should definitely ask for Mary's opinion.
Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
- It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.
Onun Amerika'ya gideceği açık.
- It is definite that he will go to America.
Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça bildirdi.
- The government explicitly declared its intention to lower taxes.
Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.
- I don't like it when mathematicians who know much more than I do can't express themselves explicitly.
Tom'a açıkça onu yapmamasını söyledim.
- I explicitly told Tom not to do that.
Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.
- I don't like it when mathematicians who know much more than I do can't express themselves explicitly.
I gave explicit instructions for him to stay here, but he followed me, anyway.
The film had several scenes including explicit language and sex.
... it wouldn't be as explicit as grades. ...