Tom bana kendini açıklamak zorunda değildir.
- Tom doesn't have to explain himself to me.
Bunun niçin işe yaramayacağını sana açıklamak çok fazla zamanımı alır.
- It would take me too much time to explain to you why it's not going to work.
Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
- He explained later how he made this decision.
Lütfen bana futbolun kurallarını açıklayın.
- Please explain the rules of soccer to me.
Meramını anlatmak için sadece otuz saniyen var.
- You've only got thirty seconds to explain yourself.
... Explain to me why that's-- I am perfectly willing to go after ...
... have to explain to him that I was experimenting with anti-matter. I was creating anti-electrons ...