Bir bilirkişi bir şey hakkında her şeyi bilen başka bir şey hakkında hiçbir şey bilmeyen bir uzmandır.
- An expert is a specialist who knows everything about something and nothing about anything else.
Tom bilirkişi olarak işe alındı.
- Tom was hired as an expert witness.
Diyetisyenler yemek branşında uzmandırlar.
- Dieticians are experts in the food industry.
Tom bir uzmana danışmalı.
- Tom should consult an expert.
Soygun ustalıkla planlandı.
- The heist was expertly planned.
Uzmanlardan tavsiye istemeyi reddetti.
- He refused to ask for advice from experts.
Uzmanlardan oluşan bir kurul planı tartıştı.
- A panel of experts discussed the plan.
Soygun ustalıkla planlandı.
- The heist was expertly planned.
This problem requires expert knowledge.
My cousin is an expert pianist.
If an expert says it can't be done, get another expert. - David Ben-Gurion.
... So he's the expert on that. ...
... and to defeat them at the things they're not expert at, ie, ...