experiencing triumph

listen to the pronunciation of experiencing triumph
İngilizce - Türkçe
zafer yaşıyor
victorious
muzaffer

Demokrasi uzun vadede muzaffer olacaktır. - Democracy will be victorious in the long run.

Muzaffer ordu, ülkeden geri çekildi. - The victorious army withdrew from the country.

triumphant
{s} mükemmel
triumphant
triumphantly muzafferane
victorious
galip gelen
triumphant
galip
triumphant
gururlu
triumphant
sevinçli
triumphant
{s} muzaffer

Tom bana muzaffer bir şekilde baktı ve Şah mat dedi. - Tom looked at me triumphantly and said, Checkmate.

Tom muzaffer bir şekilde gülümsedi. - Tom smiled triumphantly.

triumphant
{s} zaferiyle övünen
triumphant
{s} zafer kazanmış

Tom bana zafer kazanmışçasına baktı ve Şah ve Mat. dedi. - Tom looked at me triumphantly and said, Check and mate.

triumphant
{s} büyük başarı kazanmış
triumphant
{s} galip, utkulu, muzaffer; başarılı
triumphant
övünen
triumphant
iftihar eden
victorious
{s} muzaffer, utkulu, zafer kazanmış/kazanan, galip gelen; muzafferane
victorious
{s} başarılı
victorious
{s} galip

Biz tamamen galiptik. - We were completely victorious.

Tom ve Mary galip geldiler. - Tom and Mary were victorious.

İngilizce - İngilizce
victorious
triumphant
experiencing triumph

    Heceleme

    ex·pe·ri·en·cing tri·umph

    Türkçe nasıl söylenir

    îkspîriınsîng trayımf

    Telaffuz

    /əkˈspərēənsəɴɢ ˈtrīəmf/ /ɪkˈspɪriːənsɪŋ ˈtraɪəmf/