experiencing pleasure

listen to the pronunciation of experiencing pleasure
İngilizce - Türkçe
zevk yaşıyor
pleased
memnun

Erkek kardeşim sınav sonucundan çok memnundu. - My brother was very pleased with the examination result.

Babamın bana verdiği bu saatten memnunum. - I am pleased with this watch my father gave me.

pleased
{f} memnun et

Seni memnun ettim, değil mi? - I pleased you, right?

Yağmura rağmen bu yolculuk beni çok memnun etti, genel olarak. - In spite of the rain, this trip very much pleased me, on the whole.

pleased
iste/memnun et
pleased
hazzetmek
pleased
hoşnut olmak
pleased
{s} keyifli

Tom keyifli görünmüyordu. - Tom didn't look pleased.

Tom çok keyifli olacak. - Tom will be so pleased.

pleased
hoşnut

Ben senin hoşnut olacağını düşündüm. - I thought you'd be pleased.

Ben senin hoşnut olmandan memnunum. - I'm glad you're pleased.

experiencing joy and pleasure
neşe ve zevk yaşıyor
İngilizce - İngilizce
pleased
experiencing pleasure

    Heceleme

    ex·pe·ri·en·cing pleas·ure

    Türkçe nasıl söylenir

    îkspîriınsîng plejır

    Telaffuz

    /əkˈspərēənsəɴɢ ˈpleᴢʜər/ /ɪkˈspɪriːənsɪŋ ˈplɛʒɜr/