Umarım, Çin gezimizde eğleniriz.
- Hopefully, we'll enjoy our China trip.
Yeni konserve açacağım eskisinden daha sağlam, böylece umarım bezelyelerime kavuşmak artık 2 dakikamı almayacak.
- My new can opener is sturdier than the old one, so hopefully it won't take 2 minutes to get at my beans anymore.
İnşallah, her şey yolunda gidecek.
- Hopefully, everything will turn out all right.
İnşallah, Tom bize bunu nasıl tamir edeceğimizi söyleyebilir.
- Hopefully, Tom can tell us how to fix this.
Tom umutla gülümsedi.
- Tom smiled hopefully.