Esperanto planlı bir dildir.
- Esperanto is a planned language.
Kotava planlı bir dildir.
- Kotava is a planned language.
Çok özel planlanmış bir şeyim var.
- I have something very special planned.
Oldukça çok planlanmış işimiz var.
- We have quite a lot of work planned.
Tom iş için sadece bir ya da iki gün Boston'da kalmayı planlamıştı.
- Tom had only planned to stay in Boston for just a day or two.
İşler planlandığı gibi gitmedi.
- Things didn't go as planned.