İngilizce Q, W ve X harfleri bulunmaktadır.
- The letters q, w and x exist in English.
Hayaletlerin var olduğuna inanıyor musunuz?
- Do you believe ghosts exist?
Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum.
- I don't believe that ghosts exist.
Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
- Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
Eğer alkol olmasa, hiç birimiz yaşamayız.
- If it wasn't for alcohol, none of us would exist.
Apotik veya “gece yarısı” bölgesi 1.000 metrenin altındaki derinliklerde bulunur. Güneş ışığı bu derinliklere nüfuz etmez ve bölge karanlıkta kalır.
- The aphotic, or “midnight,” zone exists in depths below 1,000 meters. Sunlight does not penetrate to these depths and the zone is bathed in darkness.
Bu tür köpek sadece Japonya'da bulunur.
- This kind of dog exists only in Japan.
Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
Varoluş anlamsız bir kavramdır.
- Existence is a meaningless concept.
Tanrı kavramı, varoluşumuz hakkındaki bilgisizliğimizi bastırmak için kurulmuş bir hayaldir.
- The concept of God is a fantasy, created to placate our ignorance about our own existence.
O mevcut yasaları görmezden geldi.
- He ignored the existing laws.
Bir çalışma orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut akciğer sorunlarını artırdığını göstermektedir.
- A study shows air pollution from forest fires exacerbates existing lung problems.
O, başka bir varlık düzleminde yaşıyor.
- She lives on another plane of existence.
Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir.
- Keeping existing clients is just as important as finding new ones.
Sonsuzluk vardır. Burada var...
- Eternity exists. It exists here...
Tüketici elektroniği denen üreticiler arasında acımasız bir rekabet vardır.
- Among the manufacturers of so-called consumer electronics, there exists ruthless cut-throat competition.
Dünya yaklaşık beş bin milyon yıl önce oluştu.
- The earth came into existence about five thousand million years ago.
Malezya 1957'de oluştu.
- Malaysia came into existence in 1957.
Bir ulusun hayatı tehlikede değilse, savaş cinayettir.
- Unless a nation's existence is in peril, war is murder.
Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.
- The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.
Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
- Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
- Tom is having an existential crisis.
Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
- Compulsory military service exists in Turkey.
Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?
- Do you believe that God exists?
1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.
- In 1989, the extremely famous Eiffel Tower celebrated its one hundred years of existence.
Kıt kanaat yaşamaktan usandım.
- I'm sick of this hand-to-mouth existence.
Hayalet varlığı ölümden sonra yaşamın olduğunu kanıtlamaz. Başka bir boyutun unsurları olabilir.
- Ghost existence does not prove that there's life after death. They can be elements of another dimension.
Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir.
- Keeping existing clients is just as important as finding new ones.
... that did not exist. ...
... she do exist now see our relationship is just developing slowly ...