Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom sounded exhausted.
Çoğunlukla oldukça yorgun hissederim.
- I often feel extremely exhausted.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Tom tamamen bitkindi.
- Tom was completely exhausted.
Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.
- I was too exhausted to think, let alone study.
Tom çok yorgun geldi.
- Tom arrived exhausted.
Tom çok yorgun gibi davranıyor.
- Tom acts like he's exhausted.
Tom duvarın dibine yığıldı, bitmiş ve zavallı olarak.
- Tom slumped against the wall, exhausted and miserable.
Onlar ülkenin tüm kaynaklarını tükettiler.
- They exhausted all the resources of the country.
Biz para kaynağını tükettik.
- We exhausted our funds.
Bir dakikadan daha az süre koştuktan sonra bitap düşerim.
- I get exhausted after running for less than a minute.
Bitap düşmeden önce sadece bir dakikadan daha az süreyle koşabilirim.
- I can only run for less than a minute before getting exhausted.
Ben gerçekten yorgunum ve erken uyumak istiyorum.
- I'm really tired and want to go to bed early.
Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.
- Though I am tired, I will work hard.
Sen hiçbir şey yapmamaktan dolayı bıkkınsın.
- You are tired from doing nothing.
Tembellik, yorulmadan önce dinlenme alışkanlığından başka bir şey değildir.
- Laziness is nothing more than the habit of resting before you get tired.
Beth çok sıkı çalışmak zorunda kaldı, ve şimdi o aç ve bitkin.
- Beth had to work very hard, and now she is hungry and exhausted.
Tom tamamen bitkindi.
- Tom was completely exhausted.
O çok bitkin görünüyordu.
- She looked very tired.
Bitkin gibi görünüyorsun.
- You look like you're tired.
Yenilenebilir enerji, tükenmeyen enerji kaynağıdır.
- Renewable energy is energy source that can not be exhausted.
Tom tüm öğleden sonra odun yardıktan sonra yorgun hissetti.
- Tom felt exhausted after chopping wood all afternoon.
Çoğunlukla oldukça yorgun hissederim.
- I often feel extremely exhausted.
Tom'un arabası için yeni bir egzoz sistemine ihtiyacı var.
- Tom needs a new exhaust system for his car.
Egzoz sisteminde bir sorun var gibi görünüyor.
- There seems to be some problem with the exhaust system.
Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
- I'm too tired to walk.
Ben gerçekten yorgunum ve erken uyumak istiyorum.
- I'm really tired and want to go to bed early.
Araba için yeni bir egzoz borusu almam zorundayım.
- I'll have to get a new exhaust pipe for the car.
The exhausted mine was worthless once all the ore had been extracted.
We were dead tired from the five-hour trip.
- We were completely exhausted from the five-hour trip.
A decrepit, exhausted old man at fifty-five. --Motley.
He collapsed, red-faced from the effort, against the door jamb.