Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
- It's necessary to discuss the problem without delay.
Seninle bir şey görüşmek istiyorum.
- I'd like to discuss something with you.
Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.
- An executive council was formed to discuss the new proposal.
Onu burada tartışmak istemiyorum.
- I prefer not to discuss it here.
Seninle fiyat hakkında konuşmak istiyorum.
- I would like to discuss about the price with you.
Dün bunu seninle konuşmak istedim ama sen dinlemek istiyor gibi görünmüyordun.
- I wanted to discuss this with you yesterday, but you didn't seem to want to listen.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Bu sorun tartışılmaya değer.
- This problem is worth discussing.