Bir kedi haricinde ev boştu.
- The house was empty except for a cat.
Evimiz otobüs durağına uzak olmasının haricinde oldukça tatminkardır.
- Our house is quite satisfactory except that it is rather a long way to the bus stop.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.
Bu kuralın istisnaları yoktur.
- This rule has no exceptions.
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- I work every day except for Sundays.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
İnsanların yiyecek için avlanmanın dışında yapacakları çok az şeyleri vardı.
- The men had little to do except hunt for food.
Benim dışında herkes meşgul.
- Everybody is busy except me.
Her kural için istisnalar vardır.
- Every rule has its exceptions.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.
Bazı özel durumlarımız olacak.
- We'll have some exceptions.
Tom hiç kimse için ayrım yapmaz.
- Tom doesn't make exceptions for anyone.
Genç adam kuralları biliyor ama yaşlı adam kural dışı durumları biliyor.
- The young man knows the rules, but the old man knows the exceptions.
Kural yok, ama bazı istisnalar var.
- There is no rule, but there are some exceptions.
Her kural için istisnalar vardır.
- There are exceptions to every rule.
Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.
- The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
Tom'un sonuçları kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
- Tom had no choice except to accept the consequences.
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
- I would buy this watch, except it's too expensive.
İstisnasız hiçbir kural yoktur.
- There is no rule without exception.
Ücretsiz konuşma, istisnasız olarak herkes içindir.
- Free speech is for everybody, with no exceptions.
Bazı özel durumlarımız olacak.
- We'll have some exceptions.
Offensive wars, except the cause be very just, I will not allow of.
I never made fun of her except teasingly.
he was a great lover of music, and perhaps, had he lived in town, might have passed for a connoisseur; for he always excepted against the finest compositions of Mr Handel.
... we make up .03% of the universe. In other words, we are the exception. The universe ...
... Einstein's theory has to work every single time without exception. One time Einstein's ...