Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
- Ann is exceedingly fond of chocolate.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
- Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
Seninle son derece gurur duyuyoruz.
- We're exceedingly proud of you.
Onun son derece iyi gittiğini düşünüyordum.
- I thought that went exceedingly well.
Hız sınırını asla aşmadık.
- We never exceed the speed limit.
Hız sınırını aşmayın.
- Don't exceed the speed limit.
Sıcaklık gölgede 30 dereceyi geçiyor.
- The temperature exceeds 30 degrees in the shade.
Bizim kâr geçen yıl duyurulan en iyimser tahminleri bile aştı.
- Our profits exceeded even the most optimistic estimates announced last year.
Geçen yıl ithalat ihracatı aştı.
- Imports exceeded exports last year.
Bu aktrisin muhteşem performansı tüm beklentileri aştı.
- The wonderful performance of this actress exceeded all expectations.
The company's 2005 revenue exceeds that of 2004.
The quality of her essay has exceeded my expectations.