Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
I have learnt an awful amount today.