Aynen yapmaya söz verdiğim şeyi yaptım.
- I've done exactly what I promised to do.
Senin yaptığını aynen yapardım.
- I would've done exactly what you did.
Sen ve Tom tamamen aynısınız.
- You and Tom are exactly the same.
Tamamen haklısın, Tom.
- You're exactly right, Tom.
Sanırım o kesinlikle yapacağım şeydir.
- I think that's exactly what I'd do.
Bu Tom'un kesinlikle korktuğu şey.
- That's exactly what Tom was afraid of.
O, tam olarak benim istediğimdir.
- It's exactly what I wanted.
Tam olarak ne yapıyorsun?
- What exactly are you doing?
Tom kesin olarak ne yapacağımı biliyor.
- Tom knows exactly what to do.
Henüz kesin olarak bilmiyorum.
- I don't know exactly yet.
Tamı tamına bu ne anlama geliyor?
- Exactly what does that mean?
Tümüyle burada olman gerekmiyor.
- You're not exactly supposed to be here.
Tam olarak ne yapıyorsun?
- What exactly are you doing?
Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.
- I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday.
Bu tam olarak doğru değil.
- That isn't exactly right.
Bu tam olarak doğru değil.
- That's not exactly right.
Sen ve Tom tamamen aynısınız.
- You and Tom are exactly the same.
Mektubu açmak zorunda değildim. Ne söylediğini tamamen biliyordum.
- I didn't have to open the letter. I knew exactly what it said.
So you're saying that we have only three days left? / Yes, exactly!.
His complaint was exactly that she failed to meet the deadline by four days.
The edge is not exactly straight.
... Well, the truth of the matter is, is that that's exactly what we've done. We've ...
... caching. There's the 3D UI. Because it's exactly the same application download. ...