exact, refined, squeamish, sinical, fine

listen to the pronunciation of exact, refined, squeamish, sinical, fine
İngilizce - Türkçe

exact, refined, squeamish, sinical, fine teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

nice
{s} hassas
nice
güzel bir şekilde

O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil. - That's not a very nicely asked question.

Leyla güzel bir şekilde giyindi. - Layla dressed nicely.

nice
kıyak
nice
güzel

Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı? - The style is nice, but do you have it in a different color?

Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum. - I wonder if it will be nice.

nice
duyarlı
nice
kötü

O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz. - He is very nice. He never speaks ill of others.

Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır. - One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.

nice
tatlı

Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel. - The melon smells sweet and tastes very nice.

O, tatlı genç bir adam oldu. - He became a nice young man.

nice
yakşı
nice
kibar

Tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum. - I don't remember Tom being so nice.

Japonca öğretmenimiz bize karşı çok kibar. - Our Japanese teacher is very nice to us.

nice
iyi

Şu odadaki masa çok iyi. - The table in that room is very nice.

O gerçekten iyi bir kız. - She's a really nice girl.

nice
yanlış
nice
nazik

O aslında nazik bir insandır. - He is basically a nice man.

Bana böylesine güzel bir hediye gönderdiğiniz için çok naziksiniz. - It is very kind of you to send me such a nice present.

nice
{s} hoş

Romada hoş bir zaman geçiriyoruz. - We are having a nice time in Rome.

Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım. - If I had enough money, I would buy that nice car.

nice
cazip
nice
iyice yanmış
nice
nicenessincelik
nice
{s} latif, tatlı
nice
{s} dakik
nice
latifçe
nice
dakik olma
İngilizce - İngilizce
{a} nice