evvel

listen to the pronunciation of evvel
Türkçe - İngilizce
ago
before

She left for America the day before yesterday. - Evvelki gün Amerika'ya yola çıktı.

We arrived in Osaka the day before yesterday. - Evvelki gün Osaka'ya vardık.

pre-
epi-
prior to
the first part
beginning
ago, before, earlier " önce; the first part, beginning
first, initial
ante
early
formerly, earlier, before
ere
beginnings, beginning
former, past
afore
epi
pre
previous

He said that he had met her on the previous day. - Onunla evvelsi gün görüştüğünü söyledi.

evvel emirde
in the first place
evvel zaman
formerly
evvel Allah
with God's help, God willing
evvel Allah
with God's help
evvel Allah, sonra sizin sayenizde
By God's grace, then by your help!
evvel emirde
first of all
evvel ve ahir
sooner or later
evvel zaman formerly
in the old days
evvel zaman içinde
once upon a time
evvel zaman içinde once upon
a time
daha evvel
earlier

Might I suggest that we start the meeting an hour earlier? - Toplantıyı bir saat daha evvel başlatmamızı önerebilir miyim?

I spoke with Tom earlier today. - Bugün daha evvel Tom'la konuştum.

biraz evvel
not long ago
biraz evvel
of late
bir an evvel
ASAP
kanuni evvel
before the statutory
akılı evvel
pretentious about one's wisdom
az evvel
within sight of
bir an evvel
erewhile
bir an evvel/önce
as soon as possible
bir ayak evvel/önce immediately
at once
den evvel
previous to
ilk evvel
first of all, first; to begin with; at first, initially, in the beginning, at the outset
öğleden evvel
forenoon
öğleden evvel
in the morning, a.m
Türkçe - Türkçe
Önce: "Hikâyeye girmeden evvel uzun uzun gevezelikler yapmamalıyız."- S. F. Abasıyanık. İlk, önceki, geçmiş
(Osmanlı Dönemi) İlk. İbtida
Önce
İlk, önceki, geçmiş
(Osmanlı Dönemi) FÜRRE
CEMAZİYEL EVVEL
(Osmanlı Dönemi) Bir kişinin mazisi, geçmişi
CEMAZİYEL EVVEL
(Osmanlı Dönemi) Arabi ayların beşincisidir
KANUNİ EVVEL
(Hukuk) Aralık ayı
aklı evvel
(Osmanlı Dönemi) ilk akıl
evvel