Tom bir an için Mary ve John'u yalnız bıraktı.
- Tom left Mary and John alone momentarily.
Tom'un bir an için varması bekleniyor.
- Tom is expected to arrive momentarily.
Geçici olarak kördüm.
- I was momentarily blinded.
Işık beni geçici olarak kör etti.
- The light momentarily blinded me.