He thanked the host for the very enjoyable party.
- O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti.
Our host offered us a drink.
- Ev sahibimiz bize bir içki önerdi.
This is a great time-saving gadget for the housewife.
- Bu, ev hanımı için büyük bir zaman tasarruf aygıtı.
I would hate to become just a housewife.
- Sadece bir ev hanımı olmaktan nefret ederim.
Why did my sixty-year-old landlord buy a trampoline?
- Altmış yaşındaki ev sahibim niye bir trambolin aldı?
They say the landlord used to be well off.
- Dediklerine göre ev sahibinin zamanında hali vakti yerindeymiş.
I've got some chores to do.
- Yapacak bazı ev işlerim var.
More and more married couples share household chores.
- Gittikçe artan sayıda evli çift ev işlerini paylaşıyor.
Tom is the host of a home improvement show.
- Tom bir ev geliştirme gösterisinin ev sahipliği yapmaktadır.
The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often.
- Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar.
I'm doing my homework.
- Ev ödevimi yapıyorum.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
- Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
My home phone number is, area code two-oh-one, one-two-three, four-five-six-seven.
- Ev telefonumun numarası, alan kodu iki sıfır bir, bir iki üç dört beş altı yedi.
What's your home phone number?
- Senin ev telefonu numaran nedir?
My home phone number is, area code two-oh-one, one-two-three, four-five-six-seven.
- Ev telefonumun numarası, alan kodu iki sıfır bir, bir iki üç dört beş altı yedi.
What's your home phone number?
- Senin ev telefonu numaran nedir?
Both boys and girls should take home economics.
- Hem erkekler hem de kızlar ev ekonomisi almalılar.
Fifty-eight percent of the French are homeowners.
- Fransızların yüzde seksen beşi ev sahibidir.
The angry homeowner wanted his house repainted.
- Kızgın ev sahibi evini yeniden boyatmak istedi.
1 am a hauswife.
Old homes, especially traditional Japanese ones, can be damp and unfriendly to modern life.
- Eski evler, özellikle geleneksel Japon olanlar, modern yapıya göre nemli ve soğuk olabilir.
Many people had no homes at all.
- Birçok insanın hiç evleri yoktu.
Wooden houses catch fire easily.
- Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
The houses and cars looked tiny from the sky.
- Evler ve arabalar gökyüzünden küçücük görünüyorlardı.
I'm excited for my housemate's birthday party tomorrow.
- Ev arkadaşımın doğum günü partisi yarın olduğu için heyecanlıyım.
I need someone to help me with housework.
- Ev işinde bana yardım edecek birine ihtiyacım var.
The time women spend doing housework is now a lot less than it used to be.
- Kadınların ev işi yaparak harcadığı zaman şimdi eskisinden çok daha azdır.
After all, you had homework to prepare.
- Ayrıca hazırlayacak ev ödevin vardı.
Chris got a very good grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ev ödevinden çok iyi bir not aldı.
I was just wondering why you haven't yet turned in your homework assignment.
- Sadece ev ödevinizi henüz niçin teslim etmediğinizi merak ediyordum.