Yiyecek bir şeye ihtiyacımız var.
- Wir brauchen etwas zu essen.
Bir şey içmek istiyorum.
- Ich möchte etwas trinken.
Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
- I can't promise anything, but I'll do my best.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Senin için her şeyi yapacağım.
- I will do anything for you.
Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
- Is there anything to drink in the refrigerator?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything at all there?
Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
- I am quite willing to do anything for you.
Hiç bir şeyi kontrol edemeyiz.
- We don't control anything.
Misako hakkında hiç bir şey duydun mu?
- Do you ever hear anything about Misako?