They built a fence around the farm.
- Çiftliğin etrafını bir çitle çevirdiler.
A fence runs around the house.
- Evin etrafını bir çit kuşatır.
I bruised my shin th' other day with playing at sword and dagger with a master of fence.
Tom circled the block looking for a place to park.
- Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.
The moon circles the earth.
- Ay, Dünya'nın etrafında döner.
Brown saw that he was surrounded.
- Brown etrafının çevrildiğini gördü.
The English language surrounds us like a sea.
- İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.