etkinlik

listen to the pronunciation of etkinlik
Türkçe - İngilizce
activity

I have no time to engage in political activity. - Siyasal etkinlikte bulunmak için zamanım yok.

Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students. - Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.

activism
strength
(Hukuk) efficiency
(Dilbilim) tasks
effectiveness
Event

Which events have you entered for ?.

Our company supports several cultural events. - Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler.

Tom accompanied Mary to the event. - Tom etkinlikte Mary'ye eşlik etti.

activity, being active
activity, a specific sphere of action
trenchancy
operation
forcefulness
activite
efficacy
etkin
active

He is active although he is very old. - O çok yaşlı olmasına rağmen etkindir.

You have to be active. - Etkin olmak zorundasın.

etkinlik alanı
domain
etkinlik analizi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity analysis
etkinlik dönemi
season
etkinlik düzenleri
(Bilgisayar) events schemes
etkinlik enerjisi
activation energy
etkinlik giderme
(Kimya) deactivation
etkinlik katsayısı
(Otomotiv) coefficient of performance
etkinlik kazanmak
(deyim) come to the fore
etkinlik sağlama
(Ticaret) optimization
etkinlik sınırı
(Ticaret) efficient frontier
etkinlik tatili
(Turizm) activity holiday
etkinlik ayrıntıları
(Bilgisayar) workout details
etkinlik baskısı
(Pisikoloji, Ruhbilim) pressure of activity
etkinlik bildirgesi
annual report
etkinlik döngüsü
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity cycle
etkinlik düzenlemek
organize an event
etkinlik düzenlemek
organize an activity
etkinlik düzeyi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity level
etkinlik eğrisi
activity curve
etkinlik faktörü
(Ticaret) efficiency factor
etkinlik gerekleri
(Bilgisayar,Teknik) performance requirements
etkinlik geçmişi
(Bilgisayar) workout history
etkinlik grup terapisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity-group therapy
etkinlik göstermeyen
inert
etkinlik hazzı
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity pleasure
etkinlik itkisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity drive
etkinlik kafesi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity cage
etkinlik karakteristiği
(Bilgisayar,Teknik) performance characteristic
etkinlik katsayısı
activity coefficient
etkinlik kaybı
thrashing
etkinlik koordinatörü
activity coordinator
etkinlik no
(Bilgisayar) workout id
etkinlik oranı
activity ratio
etkinlik programınız var mı
Do you have a program of events
etkinlik sayacı
(Bilgisayar) activity counter
etkinlik seviyesi
activity level
etkinlik tarihi
(Bilgisayar) workout date
etkinlik tedavisi
activity therapy
etkinlik teorisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity theory
etkinlik terapisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity therapy
etkinlik yeri
efficiency locus
etkinlik yoksunluğu
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity deprivation
etkinlik yöneltimli
(Dilbilim) activity oriented
etkinlik çarpanı
(Gıda) effectiveness factor
etkinlik ölçüsü
measure of effectiveness
etkinlik ücreti
(Ticaret) efficiency wages
etkinlik-oyun terapisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) activity-play therapy
etkin
efficient

The Japanese telephone system is highly efficient. - japon telefon sistemi hayli etkindir.

etkin
real
etkin
{s} ascendant
etkinlikler
activities

She participates in many school activities. - Birçok okul etkinliklerine katılır.

There were all sorts of group activities. - Her türlü grup etkinlikleri vardı.

etkin
hard-core
etkin
active homing
etkin
vigorous
etkin
(Bilgisayar) activated

He activated nothing. - O hiçbir şeyi etkinleştirmedi.

She activated the account. - O, hesabı etkin hale getirdi.

etkin
(Bilgisayar) enabled
etkin
efficiently
etkin
(Bilgisayar) on
etkin
binding
serbest etkinlik
Free activity
teknik etkinlik
(Ticaret) technical efficiency
öz-etkinlik
(Pisikoloji, Ruhbilim) self-efficacy
etkin
forceful
etkin
operative
faaliyet / etkinlik
(Hukuk) activity
sosyal etkinlik
social activity
Etkin
(isim) Effective, active
artık etkinlik
residual activity
ekonomik etkinlik
economic effectiveness
ekonomik etkinlik
economic efficiency
etkin
active , effective
etkin
effective

He could not take effective measures. - O etkin önlemler alamadı.

The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections. - Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.

etkin
active, effective aktif
etkin
phil., chem. active
etkin
active, dynamic, taking part in activities
etkin
hard core
etkin
ascendent
etkin
active, functioning
etkin
effectual
etkin
prepotent
etkin
hardcore
güçlü etkinlik biçimi
(Ticaret) semistrong form efficiency
hidrolik etkinlik
hydraulic activity
kılcal etkinlik
capillary activity
optik etkinlik
optical activity
optimum etkinlik
(Ticaret) optimum efficiency
rastgele etkinlik
(Pisikoloji, Ruhbilim) random activity
özgül etkinlik
specific activity
etkinlik