He is active although he is very old.
- O çok yaşlı olmasına rağmen etkindir.
Tom lives an active life.
- Tom etkin bir yaşam sürüyor.
The Japanese telephone system is highly efficient.
- japon telefon sistemi hayli etkindir.
He activated nothing.
- O hiçbir şeyi etkinleştirmedi.
She activated the account.
- O, hesabı etkin hale getirdi.
The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections.
- Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.
He could not take effective measures.
- O etkin önlemler alamadı.
That book is helping you write effectively.
- O kitap etkin biçimde yazmana yardım ediyor.
Effectively, that happens from time to time.
- O, etkin biçimde, zaman zaman olur.