We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
- Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz.
His academic achievements are impressive.
- Onun akademik başarıları etkileyicidir.
The house is not impressive if you're thinking of size.
- Eğer boyutunu düşünüyorsan ev etkileyici değil.
It was quite fascinating to see how these men were surviving.
- Bu adamların nasıl hayatta kaldıklarını görmek oldukça etkileyiciydi.
I find that fascinating.
- Onu etkileyici buluyorum.
It's an incredibly moving story.
- İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
She has an extremely expressive singing voice.
- Son derece etkileyici bir şarkı söyleme sesi var.
Tom has an extremely expressive singing voice.
- Tom'un son derece etkileyici bir sesi var.
I think Tom is charismatic.
- Tom'un etkileyici olduğunu düşünüyorum.
The event affected his future.
- Olay onun geleceğini etkiledi.
His speech deeply affected the audience.
- Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
- Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
The exhibition was very impressive.
- Sergi çok etkileyiciydi.
His speech deeply affected the audience.
- Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
Worry affected his health.
- Endişe onun sağlığını etkiledi.
That was probably what influenced their decision.
- Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.