My thoughts and prayers are with all those who were affected by this terrible tragedy.
- Dua ve dileklerim bu korkunç faciadan tüm etkilenmişler için.
Tom could be affected, too.
- Tom da etkilenmiş olabilirdi.
Tom was touched that Mary was worried about him.
- Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti.
I was moved by the story.
- Ben hikaye tarafından etkilenmiştim.
Tom is obviously shaken.
- Tom oldukça etkilenmiş.
Tom is really impressed.
- Tom gerçekten etkilenmiş.
Tom was really impressed.
- Tom gerçekten etkilenmişti.
Most living creatures in the sea are affected by pollution.
- Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
Worry affected his health.
- Endişe onun sağlığını etkiledi.
I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
- Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
- Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
The event affected his future.
- Olay onun geleceğini etkiledi.
Smoking has affected his health.
- Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
That was probably what influenced their decision.
- Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.