etkilenmiş

listen to the pronunciation of etkilenmiş
Türkçe - İngilizce
{s} affected

He was affected by the heat. - O, ısıdan etkilenmişti.

Tom could be affected, too. - Tom da etkilenmiş olabilirdi.

touched

Tom was touched that Mary was worried about him. - Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti.

smitten
moved

I was moved by the story. - Ben hikaye tarafından etkilenmiştim.

shaken

Tom is obviously shaken. - Tom oldukça etkilenmiş.

impressed

Tom sounds impressed. - Tom etkilenmiş görünüyor.

Tom doesn't look impressed. - Tom etkilenmiş görünmüyor.

effected
biased
obsessed
colored
etkile
affect

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

The exhibition was very impressive. - Sergi çok etkileyiciydi.

I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend. - Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment. - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

kötü etkilenmiş
shaken
kötü havadan etkilenmiş
weather worn
olumsuz biçimde etkilenmiş
empoisoned
Türkçe - Türkçe
müteessir
etkilenmiş