etkilenmemek

listen to the pronunciation of etkilenmemek
Türkçe - İngilizce
(neg. form of etkilenmek ) not to be irresponsive to
be irresponsive to
etkile
affect

The problem affects the prestige of our school. - Sorun bizim okulun prestiji etkiler.

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

I was impressed by the general knowledge of Japanese students. - Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

Smoking has affected his health. - Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment. - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

etkilenmeme
immunity
etkilenmeme
impregnability
etkilenmemek