etkilenmemek

listen to the pronunciation of etkilenmemek
Türkçe - İngilizce
(neg. form of etkilenmek ) not to be irresponsive to
be irresponsive to
etkile
affect

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend. - Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.

I was impressed by the general knowledge of Japanese students. - Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

etkilenmeme
immunity
etkilenmeme
impregnability
etkilenmemek