etkilenmeden

listen to the pronunciation of etkilenmeden
Türkçe - İngilizce
unaffectedly
naturally, spontaneously, genuinely, without affectation; in an uninfluenced manner
In an unaffected manner. Sincerely and genuinely. Not artificially
etkile
affect

The problem affects the prestige of our school. - Sorun bizim okulun prestiji etkiler.

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend. - Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment. - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

etkilenmeden