etkilenen

listen to the pronunciation of etkilenen
Türkçe - İngilizce
(Dilbilim) goal
(Dilbilim) theme
(Dilbilim) patient
etkilenen okları çıkar
(Bilgisayar) remove dependent arrows
etkilenen silimi
(Dilbilim) patient deletion
etkilenen tüm dosyaları sil
(Bilgisayar) delete all affected files
etkile
affect

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

kolay etkilenen
susceptible
etkilenenler
(Bilgisayar) dependents
kolay etkilenen
suggestible
etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature. - Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.

The exhibition was very impressive. - Sergi çok etkileyiciydi.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

diğerinden etkilenen
sympathetic
etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

kolay etkilenen
impressionable

I was young and impressionable at that time. - O zamanlar genç ve kolay etkilenendim.

kolay etkilenen
impressible
reklâmlardan etkilenen toplum
admass