etkilenen

listen to the pronunciation of etkilenen
Türkçe - İngilizce
(Dilbilim) goal
(Dilbilim) theme
(Dilbilim) patient
etkilenen okları çıkar
(Bilgisayar) remove dependent arrows
etkilenen silimi
(Dilbilim) patient deletion
etkilenen tüm dosyaları sil
(Bilgisayar) delete all affected files
etkile
affect

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

The problem affects the prestige of our school. - Sorun bizim okulun prestiji etkiler.

kolay etkilenen
susceptible
etkilenenler
(Bilgisayar) dependents
kolay etkilenen
suggestible
etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

I was impressed by the general knowledge of Japanese students. - Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

Smoking has affected his health. - Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

diğerinden etkilenen
sympathetic
etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment. - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

kolay etkilenen
impressionable

I was young and impressionable at that time. - O zamanlar genç ve kolay etkilenendim.

kolay etkilenen
impressible
reklâmlardan etkilenen toplum
admass
etkilenen