In order to avoid confusion, the bottom is labelled too.
- Karışıklığı önlemek için taban da etiketlendi.
I told Tom to label all the boxes.
- Tom'a tüm kutuları etiketlemesini söyledim.
We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
- Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.
Let's learn the basic tags in order.
- Temel etiketleri sırayla öğrenelim.
Labelling speech as hate speech is a way to limit free speech by means of social pressure.
- Nefret söylemi olarak etiketleme konuşma sosyal baskı vasıtasıyla ifade özgürlüğünü sınırlamak için bir yoldur.
In order to avoid confusion, the bottom is labelled too.
- Karışıklığı önlemek için taban da etiketlendi.
Could you take off the price tag for me?
- Benim için fiyat etiketini çıkarır mısınız?
You supposed to be wearing your name tag.
- Ad etiketini takman gerekiyor.
I soon came across a box labeled Terry Tate.
- Kısa sürede Terry Tate etiketli bir kutuya rastladım.
He attached a label to the bag.
- Çantaya bir etiket iliştirdi.
In order to tag sentences, you must, at least, be an advanced contributor.
- Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın.
Violators will be ticketed.
- İhlal edenler etiketlenecek.
It says on the label to take two tablets.
- Etikette iki tablet alınacağını söylüyor.
Nobody I know ever paid sticker price for a car.
- Tanıdığım kimse bir araba için hiç etiket fiyatını ödemedi.
Dan didn't even remove the sticker.
- Dan etiketi bile kaldırmadı.
We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
- Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.