Unless it's something fairly impressive, I won't remember it.
- Bir şey oldukça etkileyici değilse,onu hatırlamam.
The house is not impressive if you're thinking of size.
- Eğer boyutunu düşünüyorsan ev etkileyici değil.
We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
- Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz.
He met many fascinating people in the course of his travels.
- O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.
I find that fascinating.
- Onu etkileyici buluyorum.
It's an incredibly moving story.
- İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
She has an extremely expressive singing voice.
- Son derece etkileyici bir şarkı söyleme sesi var.
Tom has an extremely expressive singing voice.
- Tom'un son derece etkileyici bir sesi var.
I think Tom is charismatic.
- Tom'un etkileyici olduğunu düşünüyorum.