The painter produces many fine works of art.
- Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
I have the complete works of Shakespeare.
- Şekspir'in tüm eserlerine sahibim.
She became rich by making ceramic pieces.
- O, seramik eser yaparak zengin oldu.
Dad! How can you not understand this beautiful piece of art?
- Baba! Bu güzel sanat eserini nasıl anlayamıyorsun?
Is this one of your creations?
- Bu, eserlerinden biri mi?
Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.
- Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
Our house is a historic building and is listed as a protected monument.
- Evimiz tarihi bir yapıdır ve koruma altındaki bir eser olarak listelenmiştir.
This novel is his greatest opus, in my opinion.
- Bence, bu roman onun en büyük eseri.
A wind from the ocean blows at this time of the year.
- Okyanustan gelen bir rüzgâr, yılın bu zamanında eser.
The wind blows in the willows.
- Rüzgar söğütlere eser.
There were a lot of writings about homosexuality.
- Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
Honestly, I don't believe it is a matter of plagiarism.
- Dürüst konuşmak gerekirse bunun bir eser hırsızlığı olduğuna inanmıyorum.
This city has many historical buildings.
- Bu şehirde birçok tarihi eser var.
Journalistic text is not a literary work.
- Gazetecilik metni edebi eser değildir.
Can computers actually translate literary works?
- Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
I have the complete works of Shakespeare.
- Şekspir'in tüm eserlerine sahibim.
This book is one of the poet's best works.
- Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir.
He imitated the works of Van Gogh.
- Van Gogh'un eserlerini taklit etti.
The works of D'Annunzio are an answer to Marinetti.
- D'Annunzio'nun eserleri, Marinetti'ye bir cevaptır.