Balık kaçmak istiyor.
- The fish wants to escape.
Brown kendisi kaçmak istemedi.
- Brown himself did not want to escape.
Kaçış girişimi başarılıydı.
- His attempt to escape was successful.
Neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk.
- Luckily, we found an escape route.
Tom umutsuzca sorumluluğundan kurtulmaya çalışıyor.
- Tom desperately tries to escape his responsibility.
Hava kirliliğinden kurtulmanın tek yolu ıssız bir yerde yaşamaktır.
- The only way to escape air pollution is to live in the middle of nowhere.
Kaçak mahkumlar hâlâ kaçak.
- The escaped prisoners are still on the run.
Kaçan tutuklu hâlâ kaçak.
- The prisoner who escaped is still at large.
Neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk.
- Luckily, we found an escape route.
Tatile çıkmak istediler.
- They wanted to escape on vacation.
Tom yangın çıkışını işaret etti.
- Tom pointed to the fire escape.
Tom yangın çıkışını işaret etti.
- Tom pointed to the fire escape.
Tatile çıkmak istediler.
- They wanted to escape on vacation.
Araba tarafından çarpılmamak ve öldürülmemek için kıl payı kaçtı.
- He barely escaped being hit and killed by a car.
Biz tehlikeden kaçtık gibi görünüyor.
- We seem to have escaped from danger.
Brian onunla bir ilişki başlattığına pişman ve ondan kaçmak istiyor.
- Brian regrets starting a relationship with her and wants to escape from her.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
The children climbed out of the window to escape the fire.
The name of the hotel escapes me at present.
The prisoners escaped by jumping over a wall.
You forgot to insert an escape in the datastream.
Brion escaped the double quote character on Windows by adding a second double quote within the literal.
The prisoners made their escape by digging a tunnel.
... to escape the death of the universe, and that is leave the universe. Well, you're now ...
... that they can't escape the paparazzi are full of shit. ...