Bana ne demek istediğini söyle.
- Tell me what you mean.
Bununla ne demek istediğini bana söyleyebilir misin?
- Can you tell me what you mean by that?
Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
- To tell the truth, she is my girlfriend.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
- I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?
- Could you please tell me why you love her?
İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.
- Tell me which of the two cameras is the better one.
Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyeceğim.
- I'll tell you everything you want to know.
Tom bilmek istediğini sana söylemez.
- Tom won't tell you what you want to know.
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
- There's no telling what'll happen.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
I'll never tell this to anyone.
- Ich werde das niemals jemandem erzählen.
If I wanted to scare you, I would tell you what I dreamt about a few weeks ago.
- Wenn ich dich erschrecken wollte, würde ich dir erzählen, was ich vor ein paar Wochen geträumt habe.
And in his lap a masse of coyne he told, / And turned vpsidowne, to feede his eye / A couetous desire with his huge threasury.