Bütün şehir hayrete düştü, belediye başkanı tutuklandı.
- To the astonishment of the whole city, the mayor was arrested.
Tom hayretle Mary'ye baktı.
- Tom stared at Mary in astonishment.
Şaşkınlık beni konuşmamdan mahrum etti.
- Astonishment deprived me of speech.
O şaşkınlık içinde ona baktı.
- She stared at him in astonishment.
Tom şaşkınlık içinde izledi.
- Tom watched in amazement.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
Bana hayretle baktı ve tek kelime bile etmeden gitti.
- She simply stared at me in amazement and went away without saying a word.
Tom hayret içinde Mary'ye baktı.
- Tom looked at Mary in amazement.