erkekler

listen to the pronunciation of erkekler
Türkçe - İngilizce
men

Those young men are independent of their parents. - Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.

This building is a capsule hotel lodging men and women. - Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.

mankind
sons
{i} menfolk
erkek
male

Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation. - Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.

Some people say Japan is a male-dominated society. - Bazı insanlar, Japonya'nın erkek egemen bir toplum olduğunu söylüyorlar.

erkek
man

How many boys are there in the room? - Odada kaç tane erkek çocuk var?

A woman without a man is nothing. - Bir kadın erkeksiz bir şey değildir.

erkekler ağlamaz
boys don't cry
erkekler için mayo
swimming trunks
erkekler tuvaleti
(Turizm) gentlemen
erkekler tuvaleti
gents
erkekler ve kızlar
boys and girls
erkekler için cinsel eğitim
(Eğitim) sex instruction for men
erkekler tuvaleti
the gents
erkekler tuvaleti
the gentleman's
erkekler yaramazdır
(deyim) boys will be boys
erkek
{i} Jack
erkek
he
erkek
(genç) boy
erkek
manly

You're so strong, manly and sweet, how could I resist you? - Çok güçlü, erkeksi ve tatlısın, sana nasıl direnebilirim?

Tom isn't very manly. - Tom çok erkeksi değil.

erkek
(hayvan) Tom
erkek
hard

My brother studies as hard as I do. - Erkek kardeşim benim kadar çok çalışır.

All the boys in class worked hard. - Sınıftaki bütün erkek çocukları çok çalıştı.

erkek
husband

When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children. - Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.

Of all the men that I dislike, my husband is certainly the one that I prefer. - Hoşlanmadığım tüm erkeklerden, kocam kesinlikle tercih ettiğimdir.

erkek
good, hard (iron, copper)
erkek
prov. husband
erkek
mech., carpentry male
erkek
rigid
erkek
male, he; manly, courageous, reliable; rigid, hard; man; husband
erkek
menfolk
erkek
{s} masculine

Some women look more masculine than feminine. - Bazı kadınlar kadınsıdan daha çok erkeksi görünüyor.

Men like to look masculine. - Erkekler erkeksi görünmek isterler.

erkek
courageous
genç erkekler
young men
erkek
gent

The gentleman was killed by a slave in revolt. - Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.

There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus. - Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.

erkek
men's
erkek
men

Those young men are independent of their parents. - Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.

Soccer is not necessarily confined to men. - Futbol zorunlu olarak erkeklerle sınırlı değildir.

bekar erkekler
bachelors
erkek
honest and true
erkek
manly, courageous, virile, macho
erkek
man; male
yahudi erkekler
jewish men
yalnız erkekler için
stag
Türkçe - Türkçe
rical
zükür
erkekler hamamı
İçinde sadece erkeklerin yıkandığı veya erkeklere ayrılmış hamam
Erkek
(Osmanlı Dönemi) NERE
Erkek
kişi
Erkek
(Hukuk) MÜZEKKER
Erkek
male
Erkek
(Osmanlı Dönemi) IBLIK
Erkek
er
erkek
Sert, kolay bükülmez
erkek
Sperma oluşturan organizma
erkek
Sözüne güvenilir, mert
erkek
Yetişkin adam, kadın karşıtı: "Erkekler gelince buraya, karılar işte böyle kaçar."- O. C. Kaygılı
erkek
Koca
erkek
Girintili ve çıkıntılı olmak üzere bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı
erkek
Marangozculukta geçmelerde bir yuva ya da deliğe giren bölümü üzerinde bulunduran parça
erkek
İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı
erkek
Yetişkin adam, kadın karşıtı
İngilizce - Türkçe

erkekler teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

erkek
zıvana mortise
erkekler