Both the brothers are dead.
- Erkek kardeşlerin her ikisi de öldü.
Each of the brothers has a car.
- Erkek kardeşlerin her birinin bir arabası var.
The marvelous new militancy which has engulfed the Negro community must not lead us to a distrust of all white people, for many of our white brothers, as evidenced by their presence here today, have come to realize that their destiny is tied up with our destiny. — Martin Luther King Jr. (1963).
My brother lives in Tokyo.
- Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
My little brother is watching television.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
Tom'un biraderinin adı ne?
- Tom'un erkek kardeşinin adı ne?