Türkçe - İngilizce
epeyce teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- quite
I know quite a few people who don't eat meat.
-Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
We visited quite a few places.
-Epeyce yer ziyaret ettik.
- pretty well, fairly; to some extent
- pretty
I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
-Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
Tom is pretty shy, isn't he?
-Tom epeyce utangaç, değil mi?
- a good bit
- notably
- quite a bit
I'd say that narrows it down quite a bit.
-Onu epeyce daralttığını söyleyebilirim.
Tom is quite a bit older than Mary.
-Tom Mary'den epeyce yaşlı.
- respectably
- a good many
- far
- quite a few
He has quite a few records.
-Onun epeyce rekoru var.
I know quite a few people who don't eat meat.
-Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
- rather, quite, fairly, pretty
- just about
- fairly
Tom is fairly old, isn't he?
-Tom epeyce yaşlı, değil mi?
- goodly
- quite a tot
- reasonably
- rather
- goodish
- some
- epeyce uzakta
- a good distance off
- epeyce miktar
- a fair sum
- epeyce uzaktır
- it's a good step to
- epeyce yol
- (yürüyerek) quite a walk
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
epeyce teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Epey: "Uyandığım zaman güneşi epeyce yükselmiş buldum."- R. H. Karay
- Oldukça, bir hayli
epeyce
Heceleme
e·pey·ceResimler
Geçmiş
Favoriler