İki günde bir yürüyüşe giderim.
- I go for a walk every other day.
Tom her iki günde bir buraya gelir.
- Tom comes here every other day.
O, gün aşırı balık tutmaya gider.
- He goes fishing every other day.
O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
- She visits us every other day.