envy, covetousness, resentment; vigilance, zealousness; intolerance

İngilizce - Türkçe

envy, covetousness, resentment; vigilance, zealousness; intolerance teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

jealousy

{i} kıskançlık

Tom'un Mary'ye olan yoğun ilgisi, bende şiddetli bir kıskançlık hissi uyandırdı. Ama belli etmedim. - Tom's strong interest in Mary provoked my jealousy. But I managed to conceal.

Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu. - She burned with jealousy.

jealousy

günü

jealousy

{i} haset

jealousy

{i} özen

İngilizce - İngilizce

envy, covetousness, resentment; vigilance, zealousness; intolerance teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

{i} jealousy

Heceleme

envy, covetousness, resentment; vigilance, zealousness; in·tol·er·ance