Bir trafik kazası onu sol elini kullanmaktan mahrum etti.
- A traffic accident deprived him of the use of his left hand.
Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.
Dan yalnız ve içine kapanıktı.
- Dan was lonely and withdrawn.
Trafik kazası, genç adamı görme yeteneğinden mahrum etti.
- The traffic accident deprived the young man of his sight.
Onlar beni özgürlüğümden mahrum ettiler.
- They deprived me of my liberty.
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
- Poverty deprived the boy of education.