Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Neden haberdar değildim?
- Why was I not informed?
Biz seni bilgili tutacağız.
- We'll keep you informed.
Tom her zaman beni bilgili tuttu.
- Tom has always kept me informed.
Mektup onun ölümüyle ilgili onu bilgilendirdi.
- The letter informed her of his death.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
after Nilus invndation, / Infinite shapes of creatures men do fynd, / Informed in the mud, on which the Sunne hath shynd.