enthusiastic. teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- keen
- {s} keskin
Çocukların keskin bir işitme duyusu var.
-The kid has a keen sense of hearing.
Keskin bir yön duygusuna sahipsin.
-You have a keen sense of direction.
- enthusiastic
- coşkulu
Astronotlar kendi coşkulu tezahüratları ve alkışlarlarıyla karşılandı.
-The astronauts were greeted by their enthusiastic cheers and applause.
Tom oldukça coşkulu, değil mi?
-Tom is quite enthusiastic, isn't he?
- enthusiastic
- hevesli
Tom Mary kadar hevesli görünmüyordu.
-Tom didn't sound as enthusiastic as Mary.
Tom hevesli görünüyor.
-Tom seems to be enthusiastic.
- keen
- {s} düşkün
O, müziğe çok düşkün gibi görünüyordu.
-He seemed to be very keen on music.
Tom sörf yapmaya düşkündür.
-Tom is keen on surfing.
- enthusiastic
- {s} istekli
O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.
-He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.
Sen çok istekli görünmüyorsun.
-You don't seem very enthusiastic.
- keen
- {s} istekli
Onlarla gitmeye çok istekli misin?
-Are you very keen about going with them?
Tom kalede kalmaya hiç istekli değildi, onun perili olduğunu duymuştu.
-Tom wasn't at all keen to stay in the castle, which he'd heard was haunted.
- enthusiastic
- {s} ateşli
- enthusiastic
- meraklı
- enthusiastic
- civelek
- enthusiastic
- hararetli
- enthusiastic
- heyecan duymak
- keen
- (Argo) mükemmel
- enthusiastic
- şevkli
- enthusiastic
- coşkun
- keen
- sivri
- keen
- hararetli
- enthusiastic
- {s} can atan
- keen
- kuvvetli
- keen
- {s} uygun
- keen
- (isim) matem türküsü
- keen
- {s} gözü açık, zeki
- keen
- gözü açık
- keen
- {s} ucuz
- keen
- yoğun
- keen
- (sıfat) keskin, sert, şiddetli, güçlü, büyük, istekli, hevesli, düşkün, meraklı, uygun, ucuz, zeki, ince, şahane, harika
- keen
- {s} acı
- keen
- {s} büyük
- keen
- keen on acting aktörlüğe hevesli
- keen
- keenlyşiddetle
İlgili Terimler
enthusiastic. teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- keen
Do you want to learn another language? / I'm keen..
- hot and heavy
The argument was hot and heavy.
- full of zeal and fervor
- {a} very zealous or hot in any thing
- wild
- An enthusiast; a zealot
- If you are enthusiastic about something, you show how much you like or enjoy it by the way that you behave and talk. Tom was very enthusiastic about the place = excited + enthusiastically en·thu·si·as·ti·cal·ly The announcement was greeted enthusiastically. feeling or showing a lot of interest and excitement about something enthusiastic about (doing) sth
- having or showing great excitement and interest; "enthusiastic crowds filled the streets"; "an enthusiastic response"; "was enthusiastic about taking ballet lessons"
- With zealous fervor; excited, motivated
- Filled with enthusiasm; characterized by enthusiasm; zealous; as, an enthusiastic lover of art
- {s} excited, zealous, intensely interested
Heceleme
en·thu·si·as·ticResimler
Videolar
... unready moyers ok well if you have wildly enthusiastic fans as i'm sure you ...