Sıkıldım! Öyleyse yapacak bir şey bul! Seni eğlendirmek için burada değilim.
- I'm bored! Then find something to do! I'm not here to entertain you.
İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.
- Television enlightens the viewers as well as entertains them.
Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.
- Now let me entertain you with music.
Sarhoş insanlar çok eğlencelidir.
- Drunk people are so entertaining.
Bu TV programı çok eğlenceli görünüyor.
- This TV program seems to be very entertaining.
Dan'ın odasında bir sürü stereo eğlence ekipmanı vardı.
- Dan had a lot of stereo entertainment equipment in his room.
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
- Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
Bu, çocuklar için eğlenceli bir program.
- This is an entertaining program for children.
Bu TV programı çok eğlenceli görünüyor.
- This TV program seems to be very entertaining.
O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
- He is in charge of entertaining the foreign guests.
İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
O kendini eğlendiriyor.
- She's entertaining herself.
O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.
- He is in charge of entertaining the foreign guests.
Tom harika bir şovmen.
- Tom is a fabulous entertainer.
The committee would like to entertain the idea of reducing the budget figures.
The motivational speaker not only instructed but also entertained the audience.
They enjoy entertaining a lot.
The entertainment of the general upon his first arrival was but six shillings and eight pence.
... You're like entertain me, show me. ...