Bir üniversiteye girme hayatımın amacı değil.
- Entering a university is not the purpose of my life.
Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
- Knock on the door before entering the room.
Buraya girişiniz yasaklandı.
- You are banned from entering this place.
İçeriye giren bayan ve köpeği kapıda görevli tarafından durduruldu.
- The lady and her dog that were entering at the gate were stopped by the gatekeeper.
Kulübe girmek istiyorum.
- I want to enter the club.
Yabancı bir ülkeye girmek için bir pasaporta ihtiyacın var.
- You need a passport to enter a foreign country.
Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın.
- You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately.
Buraya girişiniz yasaklandı.
- You are banned from entering this place.
Tom bizim girişimizi duymuş olmalı.
- Tom must've heard us enter.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Çocuklarımızın güvenliği için, lütfen yetişkin sitelerine girmeyin.
- For our children to be safe, please do not enter adult sites.
his breaking-and-entering conviction.
... So in 10 years, we could be entering the solar age, in 20 years, we'll enter the solar ...
... our opportunity Jenna won't be complete and too many young people entering the ...