Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
- If I had enough money, I would buy that nice car.
Bir dil asla yeterli değildir.
- One language is never enough.
Sana yeterince teşekkür edemem.
- I can't thank you enough.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
- Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
Bu kitap benim okumam için yeteri kadar kolaydır.
- This book is easy enough for me to read.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.
Markku ve Liisa kıt kanaat geçinecek kadar yeterli miktara sahipti.
- Markku and Liisa had just enough to keep the wolf from the door.
Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar.
- Some dog owners wonder if they are feeding their dogs enough.
Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil.
- This isn't enough food to feed everyone.
Enough!.
I cannot run fast enough to catch up to them.
... It's not good enough to go and look up the page once and be ...
... I don't know if my kids are tall enough to ride it. ...